14 Mayıs seçimi , beklenmedik seçmen hareketleri ve tercihleri sebebiyle siyasi analistler için önemli dersler içermektedir. Öncelikle, seçimler öncesinde yapılan anketlerde, mevcut başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın beklenenden daha az oy alması öngörülürken, muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun daha fazla oy alması bekleniyordu. Ancak, seçim sürecinde izlenen politikalar seçmenlerin tercihlerini etkileyerek beklenmedik sonuçlara yol açtı.

Ülkenin büyük bir deprem felaketiyle sarsılması ve hükümetin bu süreci iyi yönetememesi durumu halk arasında bir güvensizlik duygusu oluşturdu ve seçmenlerin sandıkta hükümete tepki gösterme beklentisi oluştu. Deprem ile Ekonomik buhran birleştiğinde Seçmenlerin, kendilerini ve ülkelerini daha iyi yönetebilecek bir adaya yönelecekleri düşünülüyordu, sandıktan çıkan sonuç bu beklentiyle uyumlu olmadı. Peki, neden böyle oldu?

En büyük etkenlerden biri, Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefeti terörle ilişkilendirme stratejisini kullanmasıydı. Erdoğan, seçim sürecinde muhalefeti sürekli olarak terörle bağdaştırarak kutuplaşma ve gerilim yaratmıştır. Bu taktik, bazı seçmenler üzerinde manipülatif bir etki yaratmış olsa da, sandıktan çıkan sonuç, bu stratejinin etkili olduğunu göstermektedir. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu'nun birleştirici ve yumuşak bir dil kullanmasının seçmenler üzerinde daha olumlu bir etki yarattığı gözlemlense de, kendisini tam olarak ifade edemediği görülmektedir. İlk turdan sonra kullandığı dil, seçmenin gözünde tam bir ikna edicilik sağlayamadığını ve anlatmak istediği mesajı tam olarak iletemediğini göstermektedir. İlk tur ardından Recep Tayyip Erdoğan gibi sert bir dil kullanarak seçmenin zihnindeki bu algıyı değiştirmeye çalışmaktadır. Ancak, ne kadar ikna edici olabileceği, 28 Mayıs'ta görülecektir.

Seçimin bir diğer beklenmedik sonucu, Sinan Oğan'ın beklenenden büyük destek almasıydı. Sinan Oğan, milliyetçi bir söylem kullanarak kendisine destek buldu ve bu kesimden önemli bir oy oranı elde etti. Bu durum, seçim sonuçlarını etkileyerek beklenenin aksine oy dağılımını değiştirdi.

Özellikle milliyetçi bir kesimin varlığı, seçim sonuçlarını etkileyen önemli bir faktördü. Sinan Oğan'ın milliyetçi söylemleri, bu kesimden büyük destek gördü ve onların tercihlerini yansıtan bir oy oranı elde etti. Bu durum, seçimlerde beklenenin dışında bir oy dağılımına neden oldu.

Bunun yanı sıra, Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet İttifakı'nı terörle ilişkilendirmede başarılı olduğunu görmek mümkündü. Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermek istemeyen muhalefet seçmenlerinin, Millet İttifakı'nın terörle ilişkili olduğuna inandıkları için alternatif bir seçeneğe yöneldikleri görüldü. Bu durum, Recep Tayyip Erdoğan'ın terörle ilişkilendirme stratejisinin seçmenler üzerinde çok etkili olduğunu ve bazı seçmenlerin tercihlerini değiştirdiğini ortaya koydu.
Sonuç olarak, seçim sürecinde ortaya çıkan beklenmedik durumlar, siyasi analistler ve siyasi aktörler için önemli bir ders niteliği taşımaktadır.

Seçmenlerin tercihleri her zaman öngörülemeyebilir ve karmaşık faktörlere bağlı olarak şekillenebilir. Bu nedenle, siyasi aktörlerin seçmenlerin duygusal ve rasyonel faktörlerini daha derinlemesine anlamaya çalışmaları ve iletişim stratejilerini buna göre şekillendirmeleri önemlidir. Seçmenimizin daha çok duygusal hareket ettiği gözükmektedir. Muhalefet lideri ikinci turda kazanmak istiyorsa bunu okuyup hızlıca buna reaksiyon vermelidir.