Mahremiyet; kişinin kendisini tehditlerden koruyabilmesini sağlayan, kendisinin ve başkalarının ‘’özelini’’ fark etmesi bu anlamda doğru bir şekilde diğerlerine karşı sınırlarını koyabilmesidir.

Kişinin ve ailesinin özel hayatı mahremdir saygın ve gizli kalmalıdır. Kişiye ve aileye özel durumların başka kişiler tarafından bilinmesi ve araştırılması, dinen, hukuken ve ahlâken doğru değildir. Bireyin özel hayatını ilgilendiren durumların ve aile üyelerinin kendi aralarında paylaştıkları her türlü ilişkinin başkaları tarafından öğrenilmesi ve diğer insanlara nakledilmesi özel hayata, dolayısıyla da kişilik haklarına müdahaledir.

Allah Teâlâ (cc) eşlerin, birbirlerinin sırlarını ve kusurlarını örten ve koruyan birer elbise/örtü mesabesinde olduklarından bahisle, "...Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz."  buyurmuştur.

‘’Mahremiyet temelli etkileşimin en önemli amaçlarından biri güvenin tesis edilmesidir. Ailenin üyelerini muhafaza etmesi, aile içi rollerin mahremiyet dâhilinde ve güven temelinde icra edilmesiyle mümkündür. Karı, koca ve çocuklar arasında sürdürülen aile ilişkilerinin güvene dayalı bir samimiyetle gerçekleşmesi, aile mahremiyetinin sürekliliğini sağlamaktadır. Böylece sorunlar, mahrem ilişkiler dâhilinde çözülebilmektedir. Aile içi ilişkilerde güvenin kaybedilmesinin mahremiyeti ve üyeler arasındaki ilişkileri ciddi şekilde bozabilecek sonuçları olabilir. Mahremiyeti paylaşanların birbirlerine karşı güvenlerini kaybetmeleri, genelde mahremiyet temelli ilişkinin ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Aile açısından düşünüldüğünde mahremiyet ilişkisi, ailenin sürekliliğine kaynaklık ettiği için bu ilişkinin zarar görmesi, ailenin de zarar görmesine ve hatta dağılmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle ailede mahremiyetin hem aile üyeleri hem de akrabalar tarafından ihlal edilmemesi, özellikle önem taşımaktadır. Mahremiyetin güven tesis edici yönü özellikle ailenin sürekliliği bağlamında anlam kazanmaktadır.’’

Diyanet İşleri Başkanlığına aile mahremiyetiyle ilgili fetva danışanlar üzerine yapılan bir araştırmada ilginç sonuçlara ulaşılmıştır. Toplumun bütününe genellemek mümkün değilse de ailenin sürdürülebilirliği konusunda önemli gerilimler yaşanmaktadır. Nitekim söz konusu çalışmada boşanmaların artmasıyla mahremiyetin dönüşümü arasında yakın bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca bu tespitin arka planında aile içinde mahremiyetin ihlali de bulunmaktadır. ‘Hayatta her şeyin bir sınırı ve girilmesi yasak olan özel bir alanı vardır. Ülkelerin sınırları vardır girilmez. İş yerlerinin vb özel yerlerin sınırları vardır ilgili kimseler dışında girilmez, girilemez. Ha keza ailelerin de dış âleme kapalı olan yönleri vardır gizlidir, girilmez. İfşa edilmez, özel alandır ve özel kalması gerekmektedir. Hatta aile içinde dahi bireylerin özel alanları vardır girilmez, girilmemelidir.’

Kalpler sırların saklandığı yerlerdir. Dudaklar o yerin kilidi, diller de anahtarıdır. Şu halde her insan sırrının anahtarlarını saklamalıdır. Eşler bu anahtarları güzel ve emin bir yerde saklamalı, yeri ve zamanı geldiğinde bu kilidi anahtarla açmalıdırlar.

Sağlıcakla kalın…