İnsanlık tarihinde adalet arayışı, toplumların hukuki düzenlemeler üzerine yaptığı uzun soluklu bir yolculuktur. Bu yolculukta, hukukun sağlanması ve adaletin tesisi için birçok meslek dalı önemli roller üstlenmiştir. Bu meslek dallarından biri de avukatlık mesleğidir. Bugün, avukatlar hukukun koruyucuları olarak toplumda önemli bir yer işgal ediyorlar. Peki, avukatlık nasıl ortaya çıktı ve neden bu kadar önemli?

Avukatlık mesleğinin kökenlerine bakıldığında, Antik Roma döneminde "patronus" olarak adlandırılan hukuki danışmanlardan bahsedilir. Bu kişiler, hukuki bilgi ve deneyimleriyle, mahkemelerde davacı veya davalıları temsil ederlerdi. Orta Çağ'ın ardından, avukatlık mesleği modern hukuk sistemleri içinde daha belirgin hale geldi. Avrupa'da hukuk eğitimi almış ve yasal belgelere sahip avukatlar, hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri sunarak toplumun adalet arayışına katkıda bulundular.

Günümüzde avukatlık, hukukun temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Avukatlar, müvekkillerini yasal süreçlerde temsil ederken adaletin sağlanmasına önemli katkılarda bulunurlar. Hukuki danışmanlık hizmetleriyle bireylerin ve kuruluşların hukuki haklarını korurlar. Ancak avukatların önemi sadece hukuki temsil ve danışmanlıkla sınırlı değildir. Aynı zamanda, hukukun evrensel prensiplerini koruyarak toplumsal denge ve adaletin sağlanmasına da katkıda bulunurlar.

Avukatlık mesleğinin önemi, toplumun hukuki bilincinin artmasına da bağlıdır. Avukatlar, hukukun evrimine katkıda bulunarak, toplumun hukuki düzeninin sürekli iyileştirilmesine öncülük ederler. Yeni yasaların oluşturulması, mevcut yasaların yorumlanması ve hukuki reformların gerçekleştirilmesi süreçlerinde avukatların bilgi ve deneyimleri büyük önem taşır.

Tüm bu bilgiler ışığında ülkemiz de avukatlık mesleğine gereken değer verilmediği kanaatindeyim. Avukatlı mesleğine yönelik birçok itibarsızlaştırma çalışması olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Ancak bu itibarsızlaştırma, yok sayma eylemlerinden daha vahim olanı ise avukatların bir kısmı tarafından meslek ve etik kurallarının hiçe sayılarak mesleğin icra edilmesidir.

Son dönemler de birçoğunuz sosyal medyada reklam kokan hareketleri ile hukuki konularda paylaşımlarda bulunana avukatların paylaşımlarına denk gelmişsinizdir. Bu tür meslektaşlar meslek kurallarına aykırı davranmakla kalmıyor, mesleğin itibarını sarsacak şekilde de paylaşımlarda bulunmaktadırlar. Avukatlık mesleğine gönül vermiş biri olarak bu paylaşımları yapan meslektaşların öncelikle avukatlık kimliğinin sosyal medyada fenomen olmak için kullanılmayacak kadar kutsal olduğunu hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Ayrıca gerçekten sosyal medya fenomeni olmak isteyen meslektaşlarımız, avukatlık kimliğini kullanarak değil, diğer içerik üreticileri gibi farklı içerikler üreterek fenomen olmaya çalışmalarını tavsiye ederim. Zira hukukun temel yapı taşı olan avukatlık mesleği sizlerin egolarınızı tatmin etmek için bir araç olmayacak kadar kutsaldır.  Ya bu mesleği hakkıyla yapın ya da ellerinizi bu kutsal meslekten tamamen çekip bu mesleği kirletmekten, küçük düşürmekten vazgeçin. Bu vahim durum karşısında baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin de bir an önce harekete geçmesi elzemdir. Avukatlık mesleğini korumak ile yükümlü olan bu kurumların bir an önce bu istismarın önüne geçmesi gerekmektedir.

Avukatlık mesleğine, mesleği icra edenler tarafından verilen bir diğer zarar ise bazı avukatların belirlenen asgari ücret tarifesinin altında dosya takibi yapmasıdır. Bu tutum mesleğin itibarında ve devamlılığında erozyona neden olmaktadır. Avukatlar arasında bu husus genelde avukat sayısının çok artması, pastanın küçülmesi ile ifade edilmektedir. Elbette bu doğru bir tespit olmakla birlikte bu durumun bir karakter sorunu olduğu kanaatindeyim. Zira bu durum, sadece mesleğe yeni başlamış avukatların sebebiyet verdiği bir durum değildir, yıllardır mesleği icra eden, yaşı kemale ermiş avukatların bir kısmının bu konuda daha az hassas olduğunu belirtmeliyim. Zira yıllardır mesleği icra eden ve bu meslek sayesinde yaşamını sürdüren tecrübeli avukatların mesleğe karşı bir vefa borçları olduğunu kabul etmeleri, sırf yanlarında asgari ücret veya asgari ücretin çok az üstüne çalışan genç avukatların maaşlarını karşılasın diye çok komik miktarlara davalar almamaları konusunda daha karakterli bir duruş sergilemeleri gerekmektedir. Ayrıca bu şekilde mesleğe ihanet edenler, bununla yetinmeyip mesleğe heyecanla başlayan birçok genç avukatında hevesini kırmak için ellerinden geleni yapmaktadır.

 Son dönemlerde, bir başka avukat ile kendini temsil ettiren vatandaşları tedirgin edecek açıklamalar ile meslektaşını kötüleme ve dosyanın takibini kendisine vermesi için yönlendirme alışkanlığı ortaya çıktı. Meslek etiğine uymayan bu davranış da maalesef genelde tecrübeli avukatlar tarafından yapılmaktadır. Bu tür davranışlarda bulunan meslektaşların unutmaması gereken bir husus var, kendileri mesleklerini icra ederken zor duruma düştüklerine arkalarında duracak olanların kötülediği meslektaşları olduğunu unutmamaları gerekiyor.

Tüm bu sorunlara rağmen bu kutsal mesleği hakkıyla icra etmeye çalışan, meslektaşlar arasında dayanışmaya önem veren, dürüst meslektaşların varlığı bu mesleği ayakta tutmaktadır. Onuru ve şerefi ile mesleğini icra eden tüm meslektaşlarıma teşekkürü borç bilirim.

Haftaya görüşmek üzere…