İstanbul Finans Merkezi'nde ilk adım Bankalar Etabı'nın açılışı ile gerçekleşiyor. Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halk Bankası bugün itibarıyla yerleşkede faaliyete geçiyor.

İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İstanbul Finans Merkezi açılışında yaptığı konuşma;

Finans ve ekonomi camiamızın kıymetli temsilcileri, çok değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugün sizlerle finans sektörümüz açısından stratejik önemde bir açılışla sizlerle birlikteyiz.

Bu yıl 6 şubat depremlerinin gölgesinde idrak ettiğimiz ramazanı dolu dolu değerlendirmenin gayretindeyiz. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden yatırım hamlelerimize hız veriyoruz. Milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz.

Bugün de Türkiye'yi bir üst lige çıkartacak İstanbul Finans Merkezi'nin ilk etabını açıyoruz.

Asya ve Avrupa arasında artan ticari rekabet ile ülkemizin jeopolitik konumu İstanbul'un önünde yeni fırsat pencereleri açıyoruz. Büyütme üzerine kurulu Türkiye Ekonomi Modeli'yle hedeflerimizi bir adım daha yukarı taşıdık. Doğu ve Batı arasında coğrafi ve ticari köprü görevi üstlenen İstanbul'un aynı bağı kurma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz. İktidara geldikten sonra bu müjdeyi vermiştik. İstanbul'u dünyanın sayılı finans merkezlerinden biri haline getireceğiz ve getirdik. şimdi de bu işin fiziki şartlarını oluşturduk. Kimlerle mücadele etmedik ki. MB'yi İstanbul'a taşıyacağız dedik, önümüze çıktılar. Ne yapmadılar ki, Vakıfbank için aynı şeyi söylediler. Bunların kadim medeniyetimizin haberleri yok. Türkiye'de finansın tarihinde neler olduğunu bunlar bilmiyor. Tarihte İstanbul nasıl bu ülkenin finans merkeziyle işte yeniden Finans Merkezi olma görevini üstleniyor.

İFM Türkiye'nin dünya ekonomisindeki yerini güçlendirmek, bölgesel ve ilerleyen zamanlarda ülkemizi küresel bir Finans Merkezi haline getirmek için geliştirilen projedir. 2013 yılında inşasına başladığımız Merkez Bankası, kamu bankaları ve borsa dahil ülkemizin lokomotif kuruluşlarını İstanbul'a taşımaya karar verdik. 65 milyar lira yatırım bedeliyle en prestijli projeyi hayata geçirdik. Sıfır atıklı uyumlu vasıflarıyla örnek projedir. İlk eser sözleşmesine dayalı yeşil kira sertifikasıyla elde edilen 600 milyon liralık fonu yeşil dostu projelerle kullanıyoruz. Otel, 26 bin 500 araç kapasitesiyle akıllı şehir modeliyle iş dünyanın tüm ihtiyaçlarına cevap verecektir. İstanbul'umuzun Avrupa yakasından sonra Anadolu yakası ayrı bir zenginliğe kavuşmuştur.

İFM yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamasıyla ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. Kurumlarımızın bir araya gelmesi ekosistemin oluşmasının ilk adımıdır. İFM uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi de artıracaktır. Tasarrufları yeni finansal araçlara yönlendirerek ekonomiye kazandıracaktır. Finansal istikrarın devamlılığını sağlayacaktır. Ekonomide öngörülebilirliğin ve istihdamın yükselmesine ivme kazandıracaktır. Fintech ve katılım finans alanlarında küresel üs haline geleceğini düşünüyoruz. Katılım Finans Strateji Belgesi'yle yol haritamızı belirlemiştik. Milli fintech strateji belgesini de paylaşacağız. Genç girişimcileri destekleyeceğiz ve yalnız bırakmayacağız. 10 yıllık çetin mücadelenin her aşaması zorlukla dolu bir emeğin ürünüdür.

İFM ile Türkiye yıllardır dışlandığı alanda artık ben de varım diyebilme iradesi ve cesareti göstermiştir. Türk ekonomisinin finans sektörünün lokomotifliğinde hızla büyütecek bu merkezin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

İFM'de emeği geçen TVF ve Emlak Konut başta olmak üzere herkesi şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum.

Ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçim sürecinin içinde bulunuyor. 27 gün sonra sandıklara gidilecek, Türkiye'nin geleceğine dair kritik karar vereceğiz. Sadece adaylar, partiler, ittifaklar arsında değil, aynı zamanda iki farklı anlayış arasında da mühim tercih yapacağız. Milletimizin 21 yıldır olduğu gibi eser, hizmet ve yatırım siyasetinden yana olacağına inanıyoruz. Ekonomik kalkınma yolculuğu kesintiye uğramayacaktır. 2002 öncesi Türkiye'yi bilen insanlarımız gerektiğinde bedeller ödeyerek elde ettikleri demokratik ve ekonomik kazançlarından geriye gitmeye müsaade etmeyecektir. Aziz milletimiz bismillah diyerek Türkiye Yüzyılı'nı başlatacaktır.

"MİLLİ İRADE TECELLİ EDECEK, TÜRKİYE YÜZYILI BAŞLAYACAK"

Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan siyasetçi olarak Allah'ın izniyle sandığın renginden en ufak şüphe duymuyorum. Sonuçtan bağımsız olarak seçim dönemleri siyasetçilerin kantara çıktıkları günlerdir. Bu günler herkesin heybesinde ne varsa ülkenin geleceğine dair hedefi varsa ortaya döktüğü zamanlardır. Millet bu dönemde siyaset kurumuna kulak kesilir. Böylece gelecek 5 sene boyunca kim ve hangi zihniyet tarafından yönetileceğine karar verir. Muhalefetin Türkiye'yi yönetebilecek, ülkemizi hedef ve hayallerine ulaştıracak hiçbir vizyonunun olmadığı oraya çıkmıştır. 2002 öncesinde ülkemizin neden geride kaldığını hizmet ve eser kıtlığı yaşandığını, milletin neden yıllarca yokluğa mahkum edildiğini de göstermiştir. Batılı tefecilerden 300 milyar Dolar dilenme, her şeyi bedava verme, IMF reçetelerine teslim olma gibi sayısı abuk subuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum. 300 milyar dolar İngiltere'den getirecekmiş. Tefecilerle görüştü, anlaştı, onlar sözler verdiler. O da o sözleri aynen buraya aktarıyor. Acaba sizler böyle birşeye inanıyor musunuz? Mümkün mü? 20 yıl başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yaptım. Böyle bir safsata hile dünyanın hiçbir liderinde görmedim. Bu zavallı ne yazık ki hayatında bir SSK var ki, SSK'yı batıran bu değil mi? Savaş Ay hayatta olsaydın da millete gösterseydi. Hastanelerin hali neydi, şimdi ise şehir hastanelerimizle dünyaya meydan okuyoruz.

Bakkal hesabı yapacak kadar herkes bunlarla ekonominin idare edilemeyeceğini çok iyi görüyor. Muhalefetin içinde düştüğü durumu kah gülerek kah siyaset kurumu için üzerek gülüyor. Meydanlarda iki anahtarla dolaşanların kendini iki anahtardan da ettiğini unutmaz. IMF çantacılarının ülkeyi geride bırakacak vaatlerini millet çok iyi bilir. Milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortadan kaybolduklarını millet unutmaz.

Yedili masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de Davos'tayız. Davos'ta Kahn IMF'in başında, onla görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, ikide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye'yi idare etmek adına konuşuyorlar, taksitlerinizi alıyor musunuz? Türkiye'yi idare etmek bana aittir. 23,5 milyar dolar IMF'e borcumuz var. 2013'e kadar IMF'e ödemeleri yaptık, bitirdik, daha sonra ne oldu. Şu anda CHP'nin sözcüsü zat ve bir de ortağı olan bir ara hazinin başında olan zat kapalı kapıların ardında otellerde oturup IMF adına pazarlık yaptılar. IMF'ten destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz. MB'nin de Döviz rezervi 22,5 milyar dolardı. Başbakanlık dönemimde 135 milyar dolara çıkardık. 2013'te IMF ile ilişiği kestik, merkezin döviz rezervi arttı, şu anda da ihtiyacımız yok. Ülke hazinesi tam takır olduğu için IMF'ten alınan borçlarla memur emekli maaşlarının ödendiğini bu millet unutmaz. SHP, CHP dönemleriydi, millete çok çile çektirdiler çok. Geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını, millet bunların ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. 90'lardaki popülist söylemlerin ülkeyi nasıl çöküşe götürdüğünü bu millet unutmaz.