Füze sizden, taş bizden.
Kılıç sizden, kan bizden.
Ateş sizden, can bizden.
Saatlerinizi de alın vaktimizden.
Ve defolun!

***

Nerede yaşayacaksanız yaşayın.
Ama artık durmayın yanımızda.
Nereden çağıracaksanız çağırın ecelinizi.                                                                               Çekin ellerinizi ekmeğimizden ve tuzumuzdan.
Yaramızdan, suyumuzdan ve toprağımızdan.
Alın hissenize düşeni de kanımızdan.
Haydi defolun!

***

Ey kelimelerin ardı sıra gidenler!
Yüklenin sırtınıza isimlerinizi.
Silin hatıralarımızdan tüm resimlerinizi
Ve defolun!

***

Tam da böyle söylüyor Filistinli şair Mahmut DERVİŞ…

Kime diyor sizce?..

İsraillilere mi?

ABD’ye?

İngiltere’ye?

Almanya’ya?

Ya da Türkiye’ye?

Ya da tüm İSLÂM dünyasına mı?

*** 

Yoksa tüm dünyaya mı söylüyor?

Yani tüm İNSANlığa!..

İNSANa!...

İnsanlık kaldı mı ki?!

Yani insan?!

Varsa eğer nerde?

***

Ne diyordu?

“Yükleyin sırtınıza İSİMLERinizi…

Defolun!…”

İsimlerinizi…

Sizi “anlamlı” kılanı.

Sizi “var” edeni.

Kaldıysa “anlamımız…”

Kaldıysa “var” olmamızın bir değeri…

***

“Haysiyetin yeryüzünde ineceği bir yer kalmadı.” demişti akademisyen Ayçin KANTOĞLU…

“Hepimiz, tüm insanlık, insanlığımız işgal altında…” demişti…

“Kurtaracaksa işgale direnenler kurtaracak…” demişti…

Ölüme direnenler…

Pes etmeyenler…

İnsanlık, haysiyet sahibi olacaksa, o ölüme karşı direnenler sayesinde olacak…

Ölen Filistinliler sayesinde…

Katledilen kadınlar sayesinde…

Gözleri cansız bakan bebeler sayesinde…