Merhaba değerli Konyahaberal okurları.

31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimler neticesinde Ak Parti birçok büyükşehirde yara alırken, CHP tam anlamıyla bir zafer elde etmiş durumda. Bugünkü yazımda seçime ilişkin genel bir değerlendirmeden ziyade daha yerel bir değerlendirme yapmanın doğru olacağı kanaatindeyim. Konya, yıllardır Ak Parti'nin kalesi olarak görülmekteydi, bu seçimde Konya'da birçok ilçe el değiştirdi ve Ak Parti Konya'da beklenilenin üzerinde oy kaybetti.

Peki, Ak Parti neden bu kadar çok kan kaybetti, bunda muhalefetin etkisi ne? Öncelikle Konya'da mevcut durumun en önemli etkisi muhalefetin bu seçimlerde doğru adaylar tercih etmesidir. Muhalefetin adaylarının birçoğu halkla iç içe olan, kucaklayıcı tavır izleyen kişilerdi. Muhalefetin samimi adaylarına karşı bazı ilçelerde Ak Parti adaylarının bu samimiyet seviyesinden çok uzak olduğu açıktır. Bu durumu en güzel örneği bir Cihanbeyli'li olarak yakından takip etme şansı bulduğum Cihanbeyli Seçimi'nde gördüm. Cihanbeyli'de Ak Parti yıllardır belediye başkanlığını yapan Mehmet Kale ile yola devam etme kararı alırken, CHP yıllar önce Yeniceoba Kasabası Belediye Başkanlığı yapan Dr. Fırat Kızılkaya'yı aday göstermişti. Ak Parti yıllardır Cihanbeyli'de kazanmanın verdiği özgüvenle yarışa önde başlamışken, Fırat Kızılkaya'nın yapıcı ve kucaklayıcı açıklamaları ile dengeler değişmeye başladığında Ak Parti Adayı Mehmet Kale bu hamleye karşılık verememiştir.

Ayrıca, seçim sürecinde Mehmet Kale'nin yıllar içinde halktan koptuğu ve yerel sorunlara duyarsız kaldığı eleştirileri de sıkça gündeme geldi. Diğer yandan, Dr. Fırat Kızılkaya'nın Yeniceoba Belediye Başkanlığı dönemindeki başarılı performansı ve hizmetleri, ona seçmen nezdinde bir avantaj sağladı. Kızılkaya, geçmişte gösterdiği liderlik ve yönetim becerileriyle adeta rüştünü ispatlamış bir isim olarak öne çıktı. Bu durum, seçmenin tercihinde belirleyici bir rol oynadı ve Cihanbeyli'de Ak Parti'nin beklenmedik bir yenilgi almasına yol açtı.

Ancak seçim süreci ilerledikçe, Mehmet Kale'nin agresif ve hırçın hareketleri, seçmen nezdinde olumsuz bir imaj oluşturdu ve kendisine oy kaybettirdi. Ayrıca, Kale'nin ekibinde bulunan bazı isimlerin halktan kopuk olmaları ve halkın taleplerine kulaklarını tıkamaları da sonuçları ağırlaştırdı. Bu tutumlar, seçmenin güvenini kaybetmelerine ve Ak Parti'nin beklenmedik şekilde oy kaybetmesine neden oldu.

Diğer yandan, Fırat Kızılkaya'nın ekibi, seçim sürecinde tam aksine, halkla yakın temas halinde olmayı ve halkın taleplerini dikkate almayı ön planda tuttu. Kızılkaya'nın ekibi, yerel sorunlara çözüm odaklı yaklaşarak, halkın güvenini kazandı ve onların ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde hareket etti. Bu tutum, seçmen nezdinde olumlu bir algı oluşturdu ve Kızılkaya'nın liderliğindeki CHP ekibine destek arttırdı.

Mehmet Kale'nin uzun süre seçim kabettmemenin getirdiği rahatlık ile egemenlik hakkının halkta olduğunu unutmuşcasına hareket etmiştir. Kale'nin yönetim anlayışının, halkın taleplerini yeterince dikkate almayışı ve katılımcı bir yaklaşım sergilememesi , seçim sürecindeki performansını olumsuz etkilemiştir. Bu husular seçmen nezdindeki Kale'ye güvenin azalmasına ve daha etkili, samimi ve halkın taleplerine duyarlı bir lider arayışına neden olmuştur. Dr. Fırat Kızılkaya bu arayışın tam olarak karşılığı olabileceğine vaatleri ve tavırları ile seçmeni ikna etmiştir. Buna benzer durumlar CHP'nin seçimi kazandığı ilçelerde de etkili olmuştur.

Konya genelinde Yeniden Refah Partisi'nin başarısı da göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Konya'da ilk defa Ak Parti'ye küsen muhafazakar seçmenin alternatif olarak görebileceği bir Parti olmayı başaran Yeniden Refah Partisi oldukça iddialı bir oy oranıyla seçimin kazananları arasına girmeyi başarmıştır. Yeniden Refah Partisi, hem aday seçimlerinde hem de izlenen seçim politikasında oldukça başarılı tercihlerde bulunmuştur.Bu durum Yeniden Refah Partisi'nin beklenenden daha iyi teşkilatlandığını,daha iyi organize olduğunu gözler önüne sermiştir.

Seçim sonuçları, sadece Konya değil, ülke genelinde siyasi dinamiklerin ve seçmen tercihlerinin nasıl değişebileceğine dair önemli ipuçları veriyor. Bu seçimde, adayların samimiyeti, yerel sorunlara yaklaşımları ve halkla olan iletişimleri seçmenin tercihlerini etkileyen belirleyici faktörler oldu. Ayrıca, siyasi partilerin aday seçiminde gösterdikleri hassasiyet ve adaylarının performansları da seçim sonuçlarını doğrudan etkiledi. Bu bağlamda, seçimlerin sadece siyasi partilerin değil, adayların da performanslarını gözden geçirmeleri ve halkın beklentilerine daha duyarlı bir şekilde yaklaşmaları gerektiği açıkça görülüyor.

Son olarak şunu da belirtmek isterim, muhalefet bu sonuçlar dahilinde rehavete kapılarak, eksiklerini göz ardı ederse sıradaki seçimde tekrar hüsranla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olur.

Haftaya görüşmek üzere...