Türkiye’nin Maliye Bakanları arasında uzun bir geçmişe sahip olan Mehmet Şimşek, ekonomide gözle görülür bir etki yaratma noktasında beklenenin altında kalmış gibi görünüyor. Bu durumu anlamak için, Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerine ve Şimşek’in benimsediği politikalara birlikte göz atalım.

Şimşek’in Maliye Bakanlığı döneminde öne çıkan temel sorunlardan biri, dış finansmanın yetersizliği ve sürekli cari açık veren bir ekonomik modelin sınırlamalarıdır. Özellikle Türkiye gibi cari açık sorunu yaşayan ülkeler için, yabancı sermaye çekmek kritik bir öneme sahiptir. Ancak Şimşek’in bu konudaki çabaları, beklenenin çok altında kalmıştır. Yatırımcıların kapısını çalmış, dünyanın dört bir yanındaki finansçılarla görüşmüş olsa da, Türkiye’ye dışarıdan yeterli sermayeyi çekememiştir.

Bu durum, ekonominin sağlıklı bir büyüme ivmesine girebilmesi için önemli bir engeldir. Şimşek’in klasik sağcı ekonomist kimliği, genellikle zengin kesimi daha az vergi yüküyle destekleme eğiliminde olduğu için, orta ve düşük gelirli kesimleri zor durumda bırakan dolaylı vergilere odaklanmıştır. Ancak bu politika, toplumsal ve sosyal krizlere yol açmış, ekonomik dengeleri daha da bozmuştur.

Özellikle bütçe açıklarına neden olan kamu özel işbirliği (KÖİ) yatırımları konusunda Şimşek’in etkisi sınırlı kalmıştır. Devasa bedellerle gerçekleştirilen bu yatırımlara engel olamaması, bütçede önemli bir kara deliğin varlığını sürdürmesine neden olmaktadır. Bu durum, ekonomik istikrara zarar vererek, Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmasını zorlaştırmaktadır.

Şimşek’in dışarıdan yatırım çekme konusundaki zorlukları, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler ve güvenilirlik konularında da soru işaretleri yaratmaktadır. Yatırımcıların Türkiye’ye duyduğu güvenin sarsılması, kaliteli yatırımların ülkeye gelmesini engellemektedir.

Sonuç olarak, Mehmet Şimşek’in ekonomide beklenen etkiyi yaratamamasının altında yatan temel sorun, sadece bireysel bir politikacının yetenekleriyle değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik modelindeki yapısal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Şimşek’in politikalarının başarıya ulaşabilmesi için, daha geniş bir perspektiften yapısal reformlara odaklanmak kaçınılmazdır. Aksi takdirde, Türkiye’nin ekonomik zorluklarla mücadele etme süreci, daha da karmaşık hale gelebilir ve toplum üzerindeki olumsuz etkiler artabilir.