Türkiye'nin ekonomik durumu ve para politikaları son dönemde önemli değişikliklere sahne oldu. Özellikle 24 Ağustos tarihinde yapılan 750 baz puanlık rekor faiz artışı ve politika faizinin %25'e çıkarılması gibi adımlar, ekonomik analistler tarafından yakından takip edildi. Bu faiz artışı, sene başından bu yana değer kaybeden Türk Lirası'nın bir günde %6,6 oranında değer kazanmasına neden oldu. Ancak bu kararın arkasında yatan gerekçeler ve beraberinde getirdiği sonuçlar geniş bir perspektifle ele alınmalıdır.
Seçim sonrası süreçte gerçekleşen Merkez Bankası Başkanı değişikliği ve ardından yapılan faiz artışları, toplamda 16,500 baz puana ulaşan bir faiz artışına işaret etti. Özellikle döviz kurlarındaki yükseliş ve enflasyondaki artış, ekonomide sıkıntıların artmasına yol açmıştı. Bu nedenle, yeni başkan Gaye Erkan liderliğinde alınan kararlar, piyasalarda bir nebze olsun güvenin artmasına sebep oldu.
Ancak bu faiz artışlarının gerekçeleri ve geçmiş politikalardaki değişimler, analiz edilmeye değer konular arasında yer alıyor. Özellikle 2021 Eylül ayında politika faizinin %19, manşet TÜFE enflasyonunun %19 ve TL/Dolar kuru 8,2 seviyesinde olduğu düşünüldüğünde, 2023 Ağustos'unda TL/Dolar kuru 26,00, enflasyonun %40'a gerileyip sonra %70'e yükselmesi ve politika faizinin %25'e çıkarılması dikkat çekiyor. Bu değişimlerin nedenleri ve sonuçları üzerine düşünmek gerekiyor.
Deneysel para politikalarının ekonomideki etkileri, özellikle enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin düşmesi gibi sonuçlar doğurdu. Ayrıca, Kur Korumalı Mevduat gibi dövize endeksli mevduat ürünlerinin kullanımı ve yeni vergi düzenlemeleri de ekonomik tartışmalara neden oldu.
Faiz artışlarının reel sektöre ve finans sektörüne etkileri, yüksek enflasyonun ekonomide nasıl bir yıkıcı etki yarattığı ve bu politikaların neden seçim sonrası devreye sokulduğu gibi sorular da cevap bekliyor.
Öte yandan, Merkez Bankası'nın gelecekteki politika duruşu da belirsizliklerle dolu. Faiz artışlarının devam edeceği ve miktarsal sıkılaştırma önlemlerinin artacağı beklentisi, yatırımcıların ve piyasanın takip ettiği konular arasında bulunuyor. Özellikle enflasyon hedeflerine ve döviz kurlarına ilişkin varsayımlar, gelecekteki ekonomik durumu belirlemede önemli rol oynayacak.
Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın faiz artışları ve ekonomik politikaları, Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından büyük öneme sahip. Seçim sonrası dönemde yapılan bu hamlelerin ekonomiyi nasıl etkileyeceği ve enflasyon gibi sorunların nasıl çözüleceği, uzmanlar tarafından yakından izleniyor. Gelecekte atılacak adımların ne şekilde olacağı ve ekonominin nasıl bir yola gireceği, hem piyasa katılımcıları hem de genel halk için merak konusu olmayı sürdürecek gibi görünüyor.