Temel haklarımızdan olan oy kullanma bir zorunluluktan öteye, toplumsal bir sorumluluktur. Oy kullanmaya giderken meşru bir hükümetin oluşumu için irademizi sandığa yansıtmanın önemi çok büyüktür. Yansıttığımız iradenin partilerin belirleyeceği sandık kurulu üyeleri, müşahitler ve gönüllüler ile sağlıklı bir şekilde korunması , ıslak imzalı tutanakların bir  havuzda toplanarak doğrulanması ile sağlıklı bir istatistik ortaya çıkarması hem uyuşmayan verilere itiraz hem de  sandıklara sahip çıkılması açısından büyük bir önem arz etmektedir.

Bilindiği üzere 14/05/2023 Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili genel seçimleri için sandık başına gittik. Oy kullanma süreci boyunca ülkemiz genelinde ufak sorunlar ,provokatif eylem ve söylemler olsa da genel olarak  kabul edilebilir bir süreç geçirdik.

Oy verme süresinin bitimini takiben oyların sayım ve döküm işlemleri başladı.   Görevlilerden bazılarının ,oyların sayım ve dökümü sırasında içeriye kimsenin  alınmayacağına , ıslak imzalı tutanakların sınıf kapısına asılmayacağı konusunda açıklamalarda bulunduğuna  ilişkin kulağımıza duyumlar geldi , bu konuda  siyasi parti ve bağımsız adayların müşahitleri o sandık bölgesinde kayıtlı seçmenlerin bulunup izlemesinin yasal hakları olduğunu, buna ilişkin olarak yapılan  mesnetsiz engellemelerin önüne geçmek adına görev aldığınız okullarda bulunan avukatlar ile iletişime geçmeniz gerektiğini belirtelim.

Islak imzalı sandık sonuç tutanaklarının girilmesi ile ilk veriler açıklandığı ilk an itibariyle , Her seçim döneminde geleneksel hale gelen yüksek bir istatistik ile başlangıç yaparak seçimi önde götüren Erdoğan, güvenirliği tartışmalı kurum üzerinden açıklanan verilere   karşı kendi veri  altyapısını oluşturarak sonuçları oradan sağlayan, seçimi geride götüren Kılıçdaroğlu. Makas iyice daralmasına rağmen nihai olarak YSK tarafından açıklanan veriler neticesinde seçimin 2. tura kalması kesinleşmişti.

Halkın değişim beklentisi, Anket sonuçlarında, mitinglerde , sokaklarda ve halkın birbiriyle etkileşim halinde olduğu her alanda  seçimin ilk turda Millet ittifakı, Kılıçdaroğlu lehine sonlanacağı algısının halkın bilinçaltına yerleştirilmesi karşısında  Cumhur İttifakının  seçim yarışını önde götürmesi , Millet ittifakı seçmeni üzerinde kısa bir süre hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıkarmıştır. Bu geçici umutsuzluk  hızlı bir toparlanma ile  siyasilerin organize olması, mücadeleci  seçmenin tekrardan 2. tur seçimlerine yoğunlaşması ile beraber  yerini umutların yeniden yeşertileceği güzel günlere bırakmıştır.

28.05.2023 tarihine alınan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi için  milletin nabzı tutulduğunda Cumhur İttifakı ile Millet İttifakının arasındaki oy farklarının kapanmasının güç olacağına dair açıklamalara karşılık ikinci turda Millet ittifakının zorlanmadan seçimi kazanacağını dile getirenlerin daha fazla olduğu görülmektedir. Millet ittifakı, daha öncesinde başarılı sonuçlar elde eden Sayın Ekrem İmamoğlu ve ekibini seçim kampanyasının  başına getirerek  kanaatimce millet ittifakı ve halk açısından  olumlu bir hamle gerçekleştirmiştir.

 Millet ittifakı cephesinde, Cumhurbaşkanlığı seçiminin zorlanmadan kazanılması için sandığa gitmeyen seçmenlerin sandığa taşınması, Cumhur ittifakının millet ittifakı üzerinde yarattığı terör ile işbirliği yapıyorlar algısının çürütülmesi, her iki ittifaktan birinin Cumhurbaşkanı olması durumunda atılacak veya atılmayacak  adımlar konusunda halkın bilgilendirilmesi  gibi sade, kararlı ve sonuç alınabilir çalışmaların yürütüldüğü söyleniyor.

Seçimin Erdoğan lehine sonuçlanması durumunda  ise  hükümet sisteminin evrilmesi veya revize edilmesi ; ekonomi, eğitim, dış politikada bulunan sorunlara ve geçici koruma statüsünde bulunan kişilere yönelik etkili ve radikal kararlar alınması ihtiyacı  halkın beklentileri arasında yer alıyor.

Birbirine yakın oy oranlarına sahip Cumhurbaşkanı adaylarının  kaldığı ikinci tur seçimlerinde ,seçmenin iradesi ile eşleşen bir sonuç için Türkiye Gönüllüleri hareketine katılmanın, partiler ile bir arada koordineli çalışmanın önemli olduğunu defaatle vurgulamak gerekir.  Oy kullandıktan sonra  güzel havaların vermiş olduğu rehavete kapılıp park, bahçe , cafe vb. yerlerde oturmak, seçim yayını açıp TV’den takip etmek yerine öncelikle sandık güvenliği gibi zorunlu ve önem arz eden  görevlerin yerine getirilmesi için gerekli duyarlılığı gösterelim. Yapılan tercihlerin, alınan kararların hayatlarımıza  5 yıl, belki de bir ömür etki edeceği yol ayrımlarında geriye dönüp bakıldığında pişman olmamak adına gerekeni yapmak vatandaşın borcudur 

Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan birbirinden  farklı kökenlere ve mezheplere sahip, ortak ülke paydasıyla hareket eden yurttaşlarız. Kimse kendi yaşadığı ve gelecek nesillerin yaşayacağı ülke istikbali için üzerine düşen vazifeyi yerine getirmekten kaçınamaz. Ülkemiz için keşke diyeceğimiz günlerin olmaması adına sandık başına gidip oyumuzu kullanmanın vaktidir. Halkın seçime gitmesi demokrasinin gereğidir, hep söylenildiği üzere halkın dediği olur…

Ülkemiz için  “birleşerek”  büyük bir dayanışma ile kazananın kişilerden, partilerden ziyade 85 milyon halkımızın olacağı günlerde buluşma dileğiyle…