İcra takibine konu olan senedin teminat senedi olduğunu iddia eden senet borçlusu vatandaş, mahkemeye başvurarak itirazda bulundu. Borçlunun savunmasına göre, takip dayanağı senet bayilik sözleşmesinde yer alan "Teminat" başlıklı 12. maddeye dayanarak düzenlenmiş ve alacaklıya teslim edilmiştir. Senedin arkasında ise "teminattır" şerhi bulunmaktadır. Borçlu, senedin teminat amacıyla boş olarak verildiğini, tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunu, senette tahrifat yapıldığını ve bedelinin ödenmediğini iddia etti. Bu nedenle itirazın kabul edilerek takibin iptal edilmesi ve alacaklının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesi talep edildi.

İcra Mahkemesi, borçlunun itirazını kabul ederek takibin iptaline karar verdi. Ancak davalı avukatı kararı temyiz etti ve bu durumda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi devreye girdi ve kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Mahkeme, ilk kararında direndi. Davalı taraf temyiz başvurusunda bulunduğunda ise Hukuk Genel Kurulu devreye girdi.

Hukuk Genel Kurulu kararında, takip dayanağı senedin arkasında "teminat senedidir.kullanılamaz" ibaresinin bulunduğu belirtildi. Ancak bu ibarenin sadece teminat olduğunu belirttiği, senedin kambiyo niteliğini etkilemediği ve borçlunun iddiasının İİK'nın 169/a maddesinde yazılı belgelerle kanıtlanamadığı vurgulandı. Bu nedenle, Hukuk Genel Kurulu'nun da benimsediği Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği ifade edildi. Ancak önceki kararda direnildiği için bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu belirtildi. Sonuç olarak, alacaklı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek direnme kararı oy birliğiyle bozuldu.