Hiç kuşkusuz ülkemizde en istikrarlı müesseselerinin başında tartışma programları gelmekte. Herhangi bir haber kanalını açtığımızda bu programlardan biri ile karşılaşmamak pek mümkün değil.

 Peki, bu programlarda gerçekleşen tartışmalar ne kadar kaliteli ve bu programlar güzide ülkemize ne katıyor?

İstisnaları mevcut olsa da bu programların birçoğunun amacı programlarda kaos çıkmasını sağlayarak reyting savaşında birinci olmaktır.  Sosyal medyanın yaygınlaşması ile can çekişmeye başlayan bu formatlar ancak kaos ile ayakta kalabilmekte ve bu kaostan en büyük zararı halk görmekte. Temel amacının halkı bilgilendirmek olması gereken bu programlar, toplumun kutuplaştırılmasına katkı sağlamak dışında bir işleve sahip değiller.

Bu programlarda ilk dikkat çeken nokta konu ne olursa olsun konukların sabit olması. Konuklardaki tek değişim, bir konuk bir gün önce X kanalında yorum yaparken bir sonraki gün Y kanalında aynı konu hakkında yorum yapıyor. Bu değişmez konukların her konuda söyleyecek bir sözlerinin olması sizce de çok enteresan değil mi?

Mesela çok teknik bilgi gerektiren konularda, bu güzide konuklar hiç çekinmeden atlayıp bu konuları yorumluyor da yorumluyor. Moderatör müdahale etmese sabaha kadar konuşacaklar. Yorumlama dedimse bu mantıklı bir iki kelam ettikleri anlamına gelmiyor. Dar kelime dağarcıklarında bulunan üç beş kelime ile bir şeyler geveliyorlar. Maalesef bu geveleyenler arasında önemli akademik unvana sahip insanlar da var ve en üzücüsü de bu galiba.  Ülkemizin geleceğini yani gençlerini emanet ettiğimiz, onlara yol göstermesini istediğimiz insanların her şeyi bildiğini zannedecek kadar geri kafalı olması ve her konuda söz söyleme hakkını kendilerinde bulmaları aslında üniversitelerimizin de kalitesini ortaya çıkarmakta.

Bir hukukçu olarak bu programlara katılan meslektaşlarımızın ve hocalarımızın bu şekildeki tutumlarını görmek beni daha çok kızdırıyor. Bir hukukçunun, kendi uzmanlık alanı dışında kalan konularda pervasızca yorumlar yaparak ne mesleğine ne de ülkesine fayda sağlayamadığını kavrayamaması kadar küçük düşürücü bir durum olamasa gerek. Oysa hukukta bile birçok farklı alan varken ve hiçbir hukukçunun bütün bu alanlara hâkim olması mümkün değilken, bir hukukçunun kalkıp bir askeri manevrayı televizyonda yorumluyor olması kalitesiz bir komedi gösterisinden öte bir şey değildir. 

Bu durum sadece konuk olan hukukçular açısından geçerli değil,  tıp doktorları, ekonomistler, emekli askerler, gazeteciler ve daha niceleri bu kalitesiz gösterinin bir parçası olmaktan çekinmiyorlar.

Bir insanın bilmediği bir konuda söyleyeceği söz çok basit “bilmiyorum.” İnsanın bilmediğini dile getirmesi bir olgunluk ve medeniyet göstergesidir. Bilmediği konuda bağırarak bir şeyler saçmalamaktan daha onurlu bir duruştur.

Umarın en yakın zamanda bilmediğini söyleyen insanların tartıştığı programların sayısı artar ve biz de bu okumuş cahillerin konuk olduğu kalitesiz programlara daha fazla maruz kalmak zorunda kalmayız.

Haftaya görüşmek üzere…